Belki iktidarsanız ama yaptığınız işi büyük bir özgüvensizlikle yaptığınız için mikrofona genç bir kadının söyledikleri sanki iktidarınızı yıkacakmış gibi tutuklama kampanyaları başlatmak, savcılara yatarı olmayan bir suçtan neredeyse bir aya varacak şekilde kişiyi özgürlüğünden mahrum etmek, yönetimdeki savrulmayı gösterir.

Dilruba, kendisi ne söylediğini, ne söylemediğini biliyor. Özgürlüğüne kavuştuğunda, gerçek düşüncelerini kendisi paylaşacaktır. Bu vakitten sonra içeride geçirdiği her dakika hukuksuzken, 3 Eylül'deki duruşmada serbest kalacağını ümit ediyor.

Fakat Dilruba’nın ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlamasıyla tutukluluğunun devamına karar verilmişti.

‘Çok sayıda davetlimiz olacak’

Başörtüsü nedeniyle talep ettiği görevi alamayan Dilara Çiçek’le de görüştüğünü söyleyen Özel, Dilruba gibi Dilara’yı da 9 Eylül’deki etkinliklere davet ettiğini söyledi:

“CHP, ülkenin kurucu partisidir. Ülkedeki herkesin haklarını hep birlikte savunabilecek bir partidir. Ümit ediyorum 101’inci kuruluş yıl dönümümüzde davetliler içinde geçmişte pek çok mağduriyet yaşayan toplumun tüm kesimleri, Soma’daki mağdurlardan tren kazasındaki mağdurlarına, Diyarbakır annelerinden, Cumartesi Anneleri’ne kadar 101’inci yılda çok sayıda davetlimiz olacak.

Bu davetlilerin yanında Dilara ve Dilruba’yı görmek istiyoruz. Türkiye’nin bu suni gündemlerden çıkması lazım. 33 yaşındaki bir genç kadını mikrofona söylediği sözlerden dolayı kınayabilirsiniz, eleştirebilirsiniz ama haksız tutuksuz yere hapsedemezsiniz.”