MANİSA- AKHİSAR OTELİ (YAVUTHANE)
Bu haftaki yazımda İzmir’in Tilkilik semtinde yoksul Yahudilerin yaşadığı (Yahudihane) olarak bilinen Manisa- Akhisar otelini anlatmaya çalıştım. Manisa - Akhisar Oteli Konak İlçesi Kurtuluş Mahallesi’nde, Anafartalar Caddesi, numara 596 adresinde otel. Cumhuriyet dönemine kadar ‘Yahudihane’ olarak kullanılan yapı, daha sonra Cumhuriyet’in ilk yıllarında 35 odalı ‘Manisa Oteli’ olarak kullanılmaya başlar
. İspanya’dan göçle gelen ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kucak açtığı Yahudilerin yokluk içinde birbirine dayanarak kurdukları yeni yaşamlarının en eski tanığı olan Manisa Akhisar Oteli, bir dönem de garibanlar, yoksullar ve kimsesizlere mekan olmuştur.
Yoksul Yahudilerin oturduğu bölgedir. 1970’li yıllardan sonra önemini yitirmiştir. 6) Mehmet Efendi Yahudihanesi: Halifa Sokak’ta, sahibi olan kişinin adını taşıyan bu yapı, XX. yüzyılın başında Yahudihane olarak kullanılıyordu. Aynı kişinin birisi Şahin Hanı olmak üzere iki Yahudihanesi daha bulunmaktaydı. 7) MirkelamoğluYahudihanesi: Cumhuriyet öncesinde Keçeciler içinde yer alan bir yahudihanedir. 8) Rıza Efendi Yahudihanesi: Asmalı Mescit civarında, zamanın Kantar Katibi Rıza Efendi’ye ait mekan. 9) şimuelKlomiriYahudihanesi: Irgatpazarı’nda olan ve sahip olan kişinin adını taşıyan bu yapı, XX. yüzyılın başında Yahudihane olarak kullanılıyordu. 10) AlgrantiYahudihanesi: Irgatpazarı’nda bulunan ve sahip olan kişinin adını taşıyan bu yapı, XX. yüzyılın başında Yahudihane olarak kullanılıyordu. 11) YesariBohorAlfaziYahudihanesi: Irgatpazarı’nda olan ve aynı adlı kişinin sahip olduğu bu yapının, XX. yüzyılın başında Yahudihane olarak kullanıldığı bilinmektedir. Sözü İkiçeşmelik semtinin ‘iki çeşmesine’ getirirken öncelikle semtin diğer çeşmelerinden de söz etmek gerekir. Bunlardan biri Toraman Mahallesi’nde yer alan Fatma Hanım Çeşmesi’dir. XIX. yüzyılın sonlarına doğru aynı semtte oturan KasapbaşızadeŞerif Ahmet Efendi’nin annesi Mustafa kızı Fatma hanım tarafından yaptırılan çeşme günümüze ulaşmamıştır. Hasta Mescidi altında Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırılan Hasta Mescidi Çeşmesi de günümüze ulaşmamış çeşmelerden biridir. Bunların yanı sıra Toraman Mahallesi’nde bulunan aynı adlı mescidin altında yer alan Hacı Ahmet Ağa Sebili, XVIII. yüzyıl sonlarında Kasapzade Hacı Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Zamanla önünden geçen yolun seviyesinden aşağıda kalmış ve sonunda önü toprakla doldurularak kullanılamaz hale gelmiştir. Bugün İzmir’in orta yeri konumunda yer alan İkiçeşmelik Mahallesi Mezarlıkbaşı Semtindeki Agora ören yerinin hemen bitişiğinde ayakta kalabilmiş tek Yavuthane (İzmirlilerin Yavuthane dedikleri Yahudi ailelerinin bir zamanlar yan yana sıralı odalarda yaşadıkları bu yerlere İspanyol Yahudileri Kortijo- Judeo, derler), kentte derin köklere sahip Yahudi mirasının önemli izlerinden birisidir. Bina, ortasında limon ve nar ağaçlarının yer aldığı geniş avlu ile bu avluyu dönen 2 kata dağılmış yan yana odalardan oluşmuştur. Tuvalet, duş gibi yerler ortak kullanım alanlarıdır. Otelin müşterileri, genelde gidecek yeri olmayan hayli dar gelire sahip kişilerdir. Burada erkeklerle birlikte kadınlar da kalır. Müşterilerin konaklamaları genelde uzun sürelidir. Ya bir yerden emekli aylıkları vardır ya da günlük işlerde çalışarak geçimlerini sürdürmektedirler. Varlığı bilinen Yahudiler, Osmanlı Döneminde 16. YY.’dan itibaren İstanbul, Ankara, Patras, Selanik, Manisa, Tire, Livorno, Venedik, Portekiz gibi çeşitli yerlerden İzmir’e göç etmişlerdir. Göçler sonucu kentte yine ilk yerleştikleri yerler Antik Smyrna olarak adlandırılan, Kadifekale etekleri, İkiçeşmelik Caddesi, Havra Sokağı olmak üzere Agora’nın da içinde yer aldığı bölgedir. Nitekim bugün Kadifekale etekleri ile Kemeraltı Çarşısı arasında yer alan bölge incelendiğinde, bu dönemde inşa edilen Yahudi kültürüne ait mekansal yapılar bir bütünlük içerisinde karşımıza çıkar. Bu mekansal yapılar içerisinde, sayıları geçmişte 34 iken bugün 11’e düşmüş sinagogun varlığı, Yahudi yaşantısının önemli izlerini oluşturur.
.webp)
Yoksulluk da İzmir kentinin zenginlik kadar bir yazgısıdır. Aslında dilimize geçişiyle Yahudihaneler, Yavuthaneler ya da ulus adı bildirmeksizin “Aileevleri”, özgün adı ile “orta avlu” sözcüğünden türeme “Kortijolar”, kent yaşamındaki yoksulluğun ortaya koyduğu bir barınma yöntemidir. 18. ve 19. yüzyıllarda Yahudilerin görece yoksullaşması, işlerini kapitülasyonlarla donatılmış batılı tüccarlara kaptırması sonucunda doğmuş gibi gözükse de, daha 16. yüzyıldan başlayarak İzmir kentinin bekârları barındırma, başka bir deyişle küçük, oda düzeyinde konut yaratma sorunu vardır.
Yavuthane ya da aileevlerinin tarihsel kökeni, İbranice “dirot”; yani “daireler” adı verilen yapılar silsilesidir. Bu yapı silsilelerinin benzer örneklerine Yahudi cemaatlerinin yaşadığı pek çok ülkede ve kentte rastlamak olasıdır. Söz gelimi; 1204 yılından Osmanlı’nın adayı fethettiği tarihe kadar Venedik Cumhuriyeti’nin yönetimi altında kalan Girit’te, 14. Yüzyılda Ada’nın güneyinde inşa edilen kalelerde Yahudi ailelerinin barınmaları için dirot yani daireler ya da başka bir deyişle tek odalı aileevleri inşa edilmiştir. Benzer örnekler İstanbul için de söz konusudur. 16. Yüzyılda, Selanik’ten İstanbul’a olan Yahudi göçleri sırasında, İstanbul’da da dirot inşa edilmiştir. Kortijolar, Yahudi göç olgusunun ve Yahudi pratik zekasının işlevsel ürünleridir. Kökeni ise, özellikle yapıların mimari özelliği açısından Mezopotamya’ya değin uzanmaktadır
İzmir’e dönecek olursak; kentteki ekonomik dalgalanmanın sonucu zenginliğin el değiştirmesiyle yoksullaşan Yahudiler, söz konusu aileevlerinde barınmaya başlayınca buraları bu yüzden Yavuthane adını almıştır. O yıllar Basmane’dekiHurşidiye Mahallesi ile Mezarlıkbaşı arasında yoğun bir Yahudi varlığı söz konusudur. Tüm bu gelişmeler sonucudur ki; Türkçe Yahudihane ya da Yavuthane adları, JudeoEspanyol dilinde ‘orta avlu’ anlamına gelen ‘Kortijo’ sözcüğünden gelmedir. Kayıtlar, 1918 yılında İzmir’de vergi veren Musevilere ait 78 bekar odasının varlığını ortaya koymaktadır. Yine aynı yıla ait bilgilere göre, kentte, Yahudilerin dışında, Müslümanlara ait 322, Ermenilere ait 50, Rumlara ait 123 ve yabancılara ait 68 bekar odası vardır.
Müslümanların aileevleri, Yahudilerin Yahudihaneleri dışında aynı amaç doğrultusunda hizmet verem Rumlara ait Rumhaneler ile Frenk Mahallesi’ndeki Ferhaneleri de bu kapsamda sıralanmaktadır. Bu tür yapılaşmalarda ortak özellik genellikle iki kat üstüne yan yana sıralanmış odaların bulunması, ortada geniş bir avlunun yer alması, mutfak, tuvalet ve banyonun ortak kullanımda olmasıdır.
Bugün ayakta kalabilmeyi başarmış Yavuthane Manisa Akhisar Oteli, günümüzde Türk aile tarafından işletilmektedir. Mimari özelliği açısından taş, tuğladan oluşmuştur. Kesin bilgi olmamakla birlikte 150 yıllık bir yapı olduğu varsayılmaktadır.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.