Küresel yatırımcılar, özellikle Çin’in sanayi üretimindeki toparlanmayı ve altyapı yatırımlarına hız vereceği sinyallerini olumlu karşılıyor. Bu da bakırın, yalnızca kısa vadede değil, uzun vadede de güçlü bir değer kazanma potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor.

Arz sıkıntıları fiyatları destekliyor

Fiyatların yükselmesinde yalnızca diplomatik gelişmeler değil, aynı zamanda arz tarafındaki kısıtlamalar da etkili oluyor. Dünyanın en büyük bakır üreticilerinden Freeport-McMoRan’ın Endonezya’daki Grasberg madeni ve Ivanhoe Mines’ın Kongo’daki Kamoa-Kakula madeni üretiminde yaşanan aksaklıklar, piyasadaki arzın azalmasına neden oldu.

Bu üretim düşüşleri, küresel stok seviyelerini aşağı çekerek fiyatların daha da yükselmesine yol açtı. Uzmanlar, özellikle Latin Amerika ve Afrika’daki madencilik faaliyetlerinde yaşanan çevresel zorluklar, grevler ve politik risklerin arz dengesini uzun süre etkileyebileceğini vurguluyor.

Ayrıca bakırın, enerji dönüşümü sürecinde elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji altyapısı ve batarya teknolojilerinde temel hammadde olması, uzun vadede arzın mevcut taleple başa çıkamayacağı yönünde endişeleri artırıyor.

Metal Piyasalarında Genel Yükseliş Dalgası

Bakırdaki güçlü artış, diğer metalleri de yukarı çekti. Şanghay’da alüminyum yüzde 0,61, çinko ve nikel yüzde 0,34, kalay ise yüzde 1,15 oranında değer kazandı. Kurşun fiyatı ise neredeyse değişmeden günü kapattı. Londra Metal Borsası’nda alüminyum yüzde 0,49, çinko yüzde 0,21 ve kalay yüzde 0,55 artarken, nikel yüzde 0,40 oranında düşüş gösterdi ve kurşun yatay seyrini sürdürdü.

Uzmanlar, özellikle enerji geçişi ve elektrikli araç üretiminde kullanılan metallerin önümüzdeki dönemde daha da değer kazanabileceğini öngörüyor. Küresel talebin toparlanmasıyla birlikte, bakır ve alüminyum gibi sanayi metallerinde arz baskısının artması bekleniyor.

Küresel Piyasalar “Yeni Ticaret Dönemi”ni Fiyatlıyor

ABD-Çin arasında yaşanan ticari yumuşama, yalnızca metal piyasalarını değil, genel olarak risk iştahını da artırdı. Yatırımcılar, olası bir ticaret anlaşmasının dünya ekonomisinde büyüme ivmesini yeniden canlandırabileceğini düşünüyor.

Piyasalar açısından bakıldığında, bakırın 11.000 dolar eşiğini aşması, yatırımcı güveninin geri döndüğüne işaret ediyor. Analistler, eğer taraflar anlaşmayı resmileştirirse, küresel metal talebinin önümüzdeki aylarda daha da güçlenebileceğini belirtiyor.

Bu tablo, dünya ekonomisinin en büyük iki aktörü arasındaki ilişkilerin seyrine bağlı olarak 2026 yılına kadar metal fiyatlarının yeni zirveler görme potansiyelini güçlendiriyor.