Başkan Soyer 5 yılını değerlendirdi
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 5 yıllık görev süresini düzenlediği basın toplantısı ile değerlendirdi. “Doğru bilinen yanlışları ve yanlış bilinen doğruları anlatmak istiyorum” diyerek detaylı açıklamalar yapan Başkan Soyer, “Benim vicdanım çok rahat. Kafayı yastığa koyduğumda huzurla uyuyacağım. Bu 5 yıl ne kadar çok çalıştığımı ben ve arkadaşlarım çok iyi biliyor” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Şato Kütüphanesi’nin bahçesinde düzenlediği basın toplantısı ile 2019- 20124 dönemindeki 5 yıllık icraatlarını anlattı ve bu döneme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Başkan Soyer, zaman zaman hedef alındığı konularla ilgili “Doğru bilinen yanlışları ve yanlış bilinen doğruları anlatmak istiyorum” diyerek detaylı açıklamalar yaptı.
Biyolojik sınırlarımı zorlayarak çalıştım
10 yıl Seferihisar’da, 5 yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çok severek, büyük bir aşkla çalıştığını ve güzel işler yaptığını ifade eden Başkan Soyer, bu süre içerisinde kendisine akıl almaz saldırılarda bulunulduğunu belirtti. Görev süresi içerisinde biyolojik sınırlarını zorlayarak çalıştığını kaydeden Başkan Soyer, “Toplam 20 gün izin kullanmışım. Senede 4 gün demek. Bu süre boyunca günde 6 saatten fazla uyumadım. Her sabah saat 8’e 10 kala belediyeye giriş yaptım. Çıkış saatimiz 21.00 oldu, 22.00 oldu. Mutlaka belediyeye en önce ben geldim. Seferihisar’da da bu böyleydi, belediyeyi ben açıyordum. Olabilecek maksimum ne kadar çalışma potansiyelim varsa onu kullandım. Vicdanım rahat. Eksik, yanlış, kusurlu olanlar bulunabilir ama ben vicdanen kendi biyolojik sınırlarımı zorlayarak bunları yaptım” diye konuştu.
“İlk defa burayı konut olarak biz kullanıyor değiliz”
Başkanlık Konukevi’ni konut olarak kullanmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Soyer,“Bu bina 1954’te şark kahvesi olarak tasarlanıp yapılmış, 1969’da belediyeye geçmiş, Tansaş bir dönem işletmiş, kiraya vermiş. Kiraya verdiği dönemde işletilen restoran şato adını taşıdığı için binanın adı şato olarak kalmış. 2001 yılında tahliyesi gerçekleştirilmiş. 2010 yılında restorasyonu tamamlanmış ve misafirhane olarak kullanılmaya başlanmış. İlk defa burayı konut olarak biz kullanıyor değiliz. Bizim evimiz Seferihisar’daydı. İzmir’de görev başlayınca merkezi bir noktada, hızlıca belediyeye erişebileceğim bir arayış içine girdik. Burayı bulduğumuzda da bir bölümünün bize yeteceğini düşündük. Geri kalanını kütüphane yaptık. Türkiye’nin ilk dijital kütüphanesidir. Bu süre içinde de 3 oda 1 salon olarak kullandık. Bu bahçe de halka açık olarak kullanılmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
“Eşim olduğu için iftihar ediyorum”
Kooperatifler üzerinden eşi Neptün Soyer’e yönelik karalama çabalarına da yanıt veren Başkan Soyer, “Kooperatifler üzerinden eşi Neptün Soyer’e büyük kaynak aktardı diye konular dillendirildi. Ocak 2007-2019 tarihleri arasında Büyükşehir Belediyesi 501 milyon liralık tarım ve hayvancılıkla ilgili alım yapmış. Bizim dönemimizde bu rakam 1,1 milyar liraya çıktı. Bizden önce sadece Tire Süt Kooperatifi üzerinden alım yapılıyormuş. Biz bunu Köy Koop üzerinden 42 kooperatife yaydık. Bu çokça yapılan saldırılar neticesinde artık doğrudan doğruya kooperatiflerden belediyenin ürün alması engellendi. Bu uygulama kaldırıldı. Böylece küçük üreticinin artık Büyükşehir Belediyesi’ne ürün satma konusunda bugüne kadar sahip olduğu hak ortadan kalkmış oluyor. Yine büyük şirketlerin Büyükşehir Belediyesi’ne süt satışı yapacakları bir tablo ortaya çıkıyor. Her yıl soruşturma geçiştirdi Köy Koop. Eşim bundan bahsetmemi istemez ve sevmez ama 2021 yılında Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dosyada toplam 1 milyon 220 bin litre süt almış Büyükşehir Belediyesi ve bu aldığı sütün 170 bin 800 lirası Köy Koop payı olarak kalmış. Bunun da 103 bin 320 lirası damga vergisi olarak ödenmiş. 2021 yılında Köy Koop’un kasasında kalan para 60 küsur bin lira. Hani 180-140 milyonluk alımlar yapıldığı iddiası var ya bunlar doğrudan doğruya üreticiye, kooperatife yansıtıldığı için Köy Koop’un sadece aracılık yapmak ve bütün bu kooperatifleri tek bir çatı altında buluşturmak misyonu var, onu yerine getirmiş. Litre başına 0,14 kuruşluk bir tahsilat gerçekleştirilmiş. Eşim olduğu için söylemiyorum ama ilginç bir özelliği var. Senelerdir Köy Koop’ta yöneticilik yapıyor. Bu süre içinde 1 lira harcırah, maaş, huzur hakkı almamıştır. Türkiye’de böyle başka insan bulunur mu bilmiyorum ama bütün bir hayatını tek bir kuruş karşılık beklemeden köylünün ürününü değerlenmesi için harcamıştır. Onunla iftihar ettiğimi bu vesileyle ilk kez söylemiş olayım” diye de konuştu.

“İzmir Türkiye’nin en pahalı su kullanılan şehri değildir”
İzmir’in Türkiye’nin en pahalı suyunu kullandığı yönündeki iddialara da değinen Başkan Soyer, “İzmir su fakiri bir kent. İzmir’in su kaynaklarının yüzde 60’ı yeraltından çıkıyor.. Yeraltından su çekmenin ağır bir maliyeti var. Ankara, İstanbul’un baraj suyudur şehirde kullandırdığı su. Maliyetleri düşüktür. Sadece bunun maliyeti nedeniyle su fiyatı belirlenir. Bizde bu ağır maliyetler nedeniyle suyun maliyeti de çok yükseliyor. İZSU hem istediği gibi fiyat ortaya koyamayan bir kurumdur, kar amaçlı bir kurum değildir, böyle bir şey mümkün değil, İZSU’nun maliyetleri üzerinden keyfi indirim yapması da mümkün değil. Yasal dayanağı yok. Siz keyfi olarak suyun bedelini şu kadar indiririm diyemiyorsunuz. Gördes Barajı… 13 yıl önce yapılmış. Her sene 59 milyon metreküp su vermesi öngörülerek yapılmış. Bugüne kadar 767 milyon metreküp su almamız gerekirken sadece yüzde 29’unu alabilmişiz. Ama yüzde 100’ünü almışız gibi toplam 258 milyon 68 bin 279 lira ödeme yapmışız. İzmir’e suyu biz getirdik diyorlar. Getirdiğiniz suyu getiremediniz, getirdiğinizin tamamından fazlasının bedelini aldınız. Bedelini bize ödetiyorlar ve vermedikleri suyun parasını da bizden tahsil ediyorlar. Birinci kademe su ücretlendirmelerinde büyükşehirler arasında Manisa ve Muğla’dan sonra üçüncü sırada İzmir. İkinci kademe fiyatlandırmalarında da Muğla, Manisa, Denizli, Bursa ve Mersin’den sonra altıncı sırada. Tablonun böyle olmasına rağmen İzmir Türkiye’nin en pahalı su kullanılan şehri değildir” dedi.
“Cumhuriyet tarihinde yapılmış olan kanalların yarısını biz 5 yıl içinde yaptık”
Kentteki körfez temizliği ve koku eleştirilerine yanıt veren Başkan Soyer, Körfezle ilgili üç büyük adım attıklarını belirterek şunları aktardı:
“Bir tanesi yağmur suyu, pis su kanallarının ayrışması meselesiydi. Cumhuriyet tarihinde yapılmış olan kanalların yarısını biz beş yıl içinde yaptık. 300 kilometre üzerinde yağmur suyu kanalı yaptık. Büyük Kanal Projesi ile büyük ölçüde Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’ne gidiyor İzmir’in pis suyu. Buraya giderken yağmur suyu ile karıştığı için normalde arıtılacak suyun çok daha fazlası tesise basılarak kapasitenin zorlanmasına sebep oluyor. Ve böylece de su tam arıtılmadan deşarj edilmek zorunda kalıyordu. Bu 5 yıl içinde bizim yaptığımız yağmur suyu kanalıyla o büyük ölçüde hafifletildi. Tamamı ayrıştırıldığında zaten sorunun büyük ölçüde giderildiğini görmüş olacağız. Ama iz yarısını bitirmiş olduk 5 yıl içinde. İkinci önemli işimiz; 23 yıl önce yapılmış olan birinci, ikinci, üçüncü fazla ilgiliydi, neredeyse hiç revizyon görmemişti. Süreçler tamamlandı ve 13 senedir yapılıp bir türlü gerçekleşmeyen dördüncü fazın ihalesi de gerçekleşti. 600 milyon liralık bir bütçe. 179 milyon lirayla ilk üç fazın revizyonu tamamlandı, 600 milyonluk bir kaynakla da dördüncü fazın imalatı bitiyor, 2024 içinde o da bitmiş olacak. Günde 604 bin metreküp su arındıran arıtma tesisinin kapasitesini 216 bin metreküp daha arttırıyoruz, 820 bin metreküpe çıkarıyoruz. Karabağlar’da yapacağımız yeraltı arıtma tesisiyle 100 bin metreküp daha ilave ediyoruz. Güneybatı tesisinde 50 bin metreküp civarında arttırıyoruz. Dolayısıyla İzmir’in 600 bin metreküp pis su arıtma kapasitesini yaklaşık 1 milyon metreküpe çıkartmış oluyoruz. Çamurla ilgili önemli bir sıkıntı var. 2 buçuk milyon metreküp çamur birikmişti. Bunlarla ilgili rehabilitasyon çalışmalarına başlandı. 50 milyon dolarlık bir anlaşmayı yaptık. Gelecek dönemde gelecek arkadaşlarımız ciddi bir kaynağı üstelik TL üzerinden geri dönecek şekilde temin ettik. 23 yıldır ömrünü tamamlamış çamur kurutma tesislerinin yenilenmesi için kullanılacak. Benim çocukluğumdan beri koku meselesi vardır İzmir’in. Bu çalışmaların devamı getirildiğinde İzmir’de koku problemi ilelebet bitmiş olacak. Deşarj yatağını değiştirmek. İç körfeze yapamayacağız. Körfezin yaşayan bir körfez haline gelmesi için çok önemli adımlar atıldı. 20 milyar üzerinden kaynak ayırdık. Kalıcı bir biçimde çözmek mümkün hale gelecek.”
Basmane Çukuru ve Otogar açıklaması
Basmane Çukuru ve Otogar’a ilişkin de bilgi veren Başkan Soyer, “Basmane Çukuru uyuyan bir meseleydi. Bunu dirilttik ve çok yol aldık. Çokça TMSF başkanıyla müzakere ettik, anlattık, her şeyi önerdik. Defalarca önerdik. Maalesef rasyonel temellerde görüşülen bir mesele olmaktan çıktı ve tamamen siyasi bir angajmana dönüştü. Çözmüyor, çözülmüyor. Halbuki bütün meseleye çok hakimiz, nasıl çözülebileceği konusunda her türlü seçeneğe hazırız, tekrar kamuya kazandırılması için kararlı bir duruş ortaya koyduk. Dilerim bizden sonra bu mesele de çözülebilir. İzmir Otogarı’yla ilgili bizim yapmadığımıza dair bir algı var. Bu da doğru değil. 25 yıl için yapılan anlaşmanın sonuna geldiğimizde tahliye istedik. Bugüne kadar tahsil edilmeyen, ödenmeyen paylarla ilgili icra takibi yaptık, tahliye davası açtık. Pandemi nedeniyle işletmeci şirket kira süresinin 7 yıl uzatılması için dava açtı ve kazandı. İstinafta da bizim talebimiz reddedildi. Biz de başka bir yol bularak kaymakamlık üzerinden tahliyesini talep ettik. Henüz bir dönüş olmadı. Otogar ile ilgili hazırladığımız olağanüstü güzel bir proje var. Hukuki süreçleri sonuna kadar takip ediyoruz” dedi.
“Belediye şirketinde kaç kişi çalışıyor?”
Belediye bünyesindeki personel sayısına değinen Başkan Soyer, “Mart 2014’te 20 bin 142 çalışanı varmış İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin. Mart 2019’da 27 bin 271, şu an itibariyle 34 bin 229. Yani 7 bin 129 kişi artmış Mart 2019’a gelindiğinde, 7 bin 58 kişi artmış Mart 2024’e gelindiğinde. Belediye çalışanlarının doğum yerleri var. 2019’da yüzde 54.67’si İzmirliymiş. 2024’te 53.72’si. Bunun dışındakiler; Manisa, Erzurum, Ankara, Kars, Mardin, Tunceli, Tokat, İstanbul, Konya. Bunların tamamı yüzde 2.83 ile 0.89 arasında değişiyor.” açıklamasında bulundu.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.