Yeşilay'dan kapsamlı "Kumar" raporu: Başlama yaşı 15’e kadar düştü!
Türkiye Yeşilay Cemiyeti, son dönemde hızla artış gösteren kumar ve sanal kumar bağımlılığına dikkat çekmek amacıyla kapsamlı bir akademik rapor hazırlayarak kamuoyuyla paylaştı.
Yeşilay, kumar ve sanal kumar bağımlılığını kapsamlı bir şekilde ele alan ve mücadele için bir yol haritası niteliğindeki “Türkiye Kumar Raporu”nu yayınladı.
Türkiye’de en kapsamlı olarak hazırlanan ilk kumar raporu kumarı, bilimsel tanımından bağımlılık ölçütlerine, bireysel ve toplumsal zararlarından hukuki çerçeveye, dijitalleşmenin etkilerinden önleme ve müdahale uygulamalarına kadar uzanan kapsamlı bir çerçevede ele alarak çözüm önerileri sunuyor.
Raporda, kumar ve sanal kumara başlama yaşının 15’e kadar düştüğü, Türkiye’de 15 yaşın üzerindeki her 10 kişiden birinin hayatında en az bir kez kumar oynadığı ve en riskli grubun gençler olduğuna dikkat çeken çarpıcı veriler yer alıyor.
Türkiye Kumar Raporu’nun basın toplantısında konuşan Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, “Geçtiğimiz Ağustos ayında bağımlılıkların Türkiye ekonomisine maliyetinin 78 milyar dolar olduğunu ve bunun yarısından fazlasının kumar bağımlılığı kaynaklı olduğunu açıklamıştık. Yeşilay çatısı altında yapılan bilimsel çalışmaların bir ürünü olarak, Yeşilay Akademi Direktörlüğü tarafından hazırlanan ‘Türkiye Kumar Raporu', kumar ve sanal kumar bağımlılığında geldiğimiz noktayı gözler önüne seriyor. 15 yaş ve üzeri nüfusta, hayatında en az bir kere kumar oynama oranı maalesef yüzde 10 seviyesine ulaşmış. Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimizde kumar bağımlılığı sebebiyle başvuran danışan sayımız ise son üç yılda 15 bin 624. Mücadele ettiğimiz beş bağımlılık türü içinde en yoğun başvuru kumarda. Bize başvuran her 7 kişiden 2’si kumar sebebiyle geliyor.” dedi.
“Toplumsal bir krizle karşı karşıyayız”
“Kumar bağımlılığının yayılması hem ülkemizin hem dünyanın geleceğini tehdit eden toplumsal bir krizle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.” diyerek sorunun ulaştığı boyuta dikkat çeken Dinç, “Kumar bağımlılığı finansal kayıp, ruhsal çöküntü, sosyal ilişkilerde bozulma, boşanma, intihar gibi çok ağır faturalara sebep olmanın yanı sır,a alkol ve sigara bağımlılığını tetikleyerek ağır fizyolojik hasarlara da yol açabiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Kumar reklamları yasaklanmalı ve kumara erişimi kısıtlayan tedbirler getirilmeli”
Avustralya’da yapılan bir çalışmaya göre, kumara yönelimde TV reklamlarının yüzde 43, radyo ve fiziki reklamların yüzde 29 etkili olduğunu belirten Dinç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kadar büyük bir probleme yol açan yolların da kapatılması gerektiği düşüncesindeyiz. Bu noktada kumar için, yasal/yasa dışı gibi bir ayrım gözetmeksizin raporda tanımlanan tüm aktivitelerin kumar olarak tanımlanmasını öneriyoruz. Kumar reklamlarının alkol ve sigarada olduğu gibi tamamen yasaklanması, kumara erişimi kısıtlayan tedbir ve teknolojik sistemlerin güçlendirilmesi de bu küresel probleme karşı güçlü bir mücadele cephesi oluşturulması hususunda büyük önem taşıyor.
“Kumar unsuru taşıyan her şey tek başlık altında değerlendirilmeli”
Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Şentürk, sözlerine kumarın küresel ölçekte kitleselleşen bir sorun haline geldiğini vurgulayarak başladı. Kumarın çok boyutlu olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Şentürk, “Şans hazları olarak tanımlayabileceğimiz kumar, büyüsü bozulmuş bir dünyada adeta büyü gibi pazarlanıyor. ‘Kumara başlarsanız istediğiniz hayatı elde edersiniz’ algısı yaratılıyor. Reklamı basit bir mesele olarak görmemeliyiz çünkü reklamlardan kaynaklanan ilk deneyim, kazanma arzusuyla birlikte kişiyi içinden çıkılmaz bir döngüye sürüklüyor. Bu nedenle kumarı sosyal bir perspektifle ele almak zorundayız. Kumar ekonomik kayıpların yanı sıra bireyler ve aileler üzerinde de ciddi olumsuz etkilere yol açıyor. Aile içi şiddet, boşanmalar ve suça sürüklenme bunların başında geliyor. Ayrıca kumarın sadece düşük gelirli kesimlerin problemi olduğu yönündeki yaygın inanış da doğru değil, toplumdaki tüm gelir gruplarında kumar deneyimlerine rastlıyoruz. Bu noktada reklam ve dijital mecralara yönelik daha katı sınırlamalar getirilmeli. Kumar unsuru taşıyan her şey tek başlık altında değerlendirilmeli, reklam ve erişim sınırlandırılmalı ve mevcut lisanslı alanlar da gözden geçirilerek kapsamı daraltılmalıdır. Yeşilay olarak YEDAM bünyesinde hem önleyici hem de tedavi edici çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hep birlikte kumarın yaygınlaşmasının önüne geçeceğimize inanıyorum.” şeklinde konuştu.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.