Aynı zamanda TCMB tarafından hazırlanan “Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemelerde Uygulanacak Temerrüt Faiz Oranı ve Alacağın Tahsili Masrafları için Talep Edilebilecek Asgari Giderim Tutarı Hakkında Tebliğ” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bu kapsamda, ticari işletmeler arasındaki mal ve hizmet tedarikinde alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranı, sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde yıllık yüzde 53,25 olarak belirlendi. Bu oran 2024 yılının başında yüzde 48 düzeyindeydi.

ŞİRKETLERE YAPILAN KKM DESTEĞİ KALDIRILDI

Merkez Bankası’nın aldığı yeni karar, 2021 yılında başlayan ve döviz kurlarındaki dalgalanmaları azaltmayı amaçlayan KKM sistemine yönelik önemli bir değişiklik getiriyor. Bu sistem, döviz yükümlülüğü olan şirketlerin döviz veya Türk Lirası cinsinden mevduat ve katılım hesaplarına sağlanan destekle, Türk Lirası’na geçişi teşvik etmeyi hedefliyordu. Ancak, sistemin mali yükünün artması ve ekonomik dengelere olan etkisi göz önüne alınarak, 2025 yılında KKM’nin sonlandırılması kararı alındı.

Bu kararın arkasındaki ana neden, KKM’nin mali yükünün sürdürülemez boyutlara ulaşması ve devletin bu süreçte katlandığı maliyetlerin kontrol altına alınması. KKM’nin kaldırılmasıyla, döviz yükümlülüğü olan firmaların döviz hesaplarından sağladıkları kur koruması avantajı sona eriyor, bu da şirketlerin döviz riski yönetimi konusunda yeni stratejiler geliştirmesini gerektiriyor.

KKM Nedir ve Neden Kaldırıldı?

KKM, Kur Korumalı Mevduat anlamına gelir ve Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybını dengelemek amacıyla 2021’de uygulamaya konuldu. KKM’nin kaldırılma nedeni, sistemin mali yükünün artması ve ekonomik dengelere olan olumsuz etkisiydi.

Döviz yükümlülüğü olan şirketler, KKM’nin kaldırılmasıyla döviz kuru riskine karşı daha savunmasız kalacak. Bu, şirketlerin döviz mevduatını yönetme biçimlerini değiştirmek zorunda kalacakları anlamına geliyor, çünkü artık kur farkını telafi eden bir mekanizma bulunmayacak.

Merkez Bankası’nın bu adımı, Türk Lirası’nın cazibesini azaltabilir ve döviz talebini artırabilir. Ancak, bu karar aynı zamanda devletin mali disiplinini koruma ve ekonomideki kur riskini azaltma stratejisinin bir parçası olarak görülebilir.