İzmir’de işçi eylemi 9. gününde
İzmir'de 360 işçinin işten çıkarılmasının ardından Belediye-İş’in başlattığı eylemler sürüyor. Genel Başkan Yurdakul, “Seçime kısa bir zaman kala sözleşmeyi biz getirmedik” diyerek tepki gösterdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay’ın, çıkarılacağını duyurduğu 1030 işçiden 360’ının işine son verilmesinin ardından Belediye-İş Sendikası ve işten çıkarılanların başlattığı eylemler 9'uncu gününe girdi. Eylemlere destek vermek amacıyla İzmir’e gelen Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, sürece dair önemli açıklamalarda bulundu.
“Seçime kısa bir zaman kala sözleşmeyi biz getirmedik”
Basın açıklaması yapan Yurdakul, “31 Mart seçimlerinden 5 gün önce biz toplu sözleşme imzalamışız, bu fırsatçılıkmış. Asla böyle bir şey yok. Benim anlayışım fırsatçılığa karşıdır. Seçime kısa bir zaman kala sözleşmeyi biz getirmedik, bu bir süreç. İstenirse bu söyleşme bir haftada, işveren iyi niyetli olursa bir günde biter. Bu sözleşmeyi siyasi parti yöneticileri de kendisi de yanındakiler de biliyor. 'Bu toplu sözleşmeden benim haberim yoktu' desin, herkesi inandırsın. İstediği şeye imza atacağım” dedi.
Göreve gelen Başkan Tugay’ın, selefi Tunç Soyer’in Belediye-İş ile imzaladığı toplu iş sözleşmesini sürdürülebilir bulmadığı ve eylül ayındaki enflasyon farkının geri alınmasını talep ettiği hatırlatıldı. Sendikanın bu talebe olumsuz yanıt vermesinin ardından belediye tarafından toplam 1030 işçiyi kapsayan işten çıkarma süreci başlatıldı.
'Manipüle Ediliyor’
Toplu sözleşmede imzalanan zammın, 6 aylık enflasyon olduğunu söyleyen Yurdakul, "'Başkan, bize 90 bin verin imzalayalım; 42 bini sizin olsun' dedik. Bunda da yoklar. Manipüle ediliyor. Bu kadar maaş almıyoruz ama gün gelecek o kadar da alacağız. Bu arkadaşlar kanalın içinde, pisliğin içinde çalışıyor. İkramiye alıyoruz ama sen en düşük maaş 80 bin nasıl diyorsun? Bizim aylık en düşük maaşımız 55 bin lira ile 65 bin lira. Sendikanın baş sorumlu olduğunu söylüyor. Bu arkadaşlardan ve ailelerinden ben sorumluyum. Onların hakkı ve hukuku için her şeyi yaparım. 'Sendika adım atmak zorunda' diye tehditvari konuşuyor, İzmir'i yöneten sosyal demokrat bir belediye başkanı böyle konuşmaz, konuşmamalı. Sosyal demokrat, emekten yana bir partinin belediye başkanı bana, 'Sen yeterince bu insanların hakkını savunamıyorsun' demeli. Beni yol arkadaşlarımın hakkını savunduğum için beni itham edemez, tehdit edemez" diye konuştu.
Yurdakul, şöyle devam etti:"Başkan, 'Sandık kurun dedim. Kurmadılar' diyor. Başkan bilmiyor mu? Emeği savunan sendika başkanı, temsil ettiği emekçilerin aldığı ücreti geri düşürmek için sandık kurar mı? Elimi kırarım yine de sandık kurmam. 'Dünyada böyle primler var mı?' diyor. Bu maddeler maaşı oluşturuyor zaten. O zaman isimlerini değiştirilelim birisi 'Tugay primi' olsun, diğeri 'Okyay primi' olsun bitsin. Bunun için bu haksızlık zulüm yapılır mı? Bu işi daha fazla büyütmeyelim. Ben İzmir'de çok belediye başkanı ile çalıştım. Bahsettiğiniz primler Ahmet Piriştina zamanında kabul edilmiş, seçimlerden önce değil. Başkan, 'Buraya gelip bağırıp, çığırıyorlar' diye dalga geçer gibi konuşuyor. Ancak insanlar bir üslup içinde derdini anlatmaya çalışıyorlar. Siz de anlayın da daha fazla bağırıp, çığırmasınlar o zaman. Buraya bir daha geldiğimde daha farklı geleceğim. Ben buradaki arkadaşlarımın menfaati ve hakkı için özür de dilerim. Yönetici arkadaşlarım bilmeyerek hata ettiyse özür dilerim. Ancak artık yeter, ekmek bu. Siz aç kalmadınız, açlığın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Kimseyi açlıkla terbiye etmeye kalkmayın. Zaten 6 ay sonra masa kurulacak yeniden maddeler tartışılacak."
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.