İstanbul'da, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51. yıl dönümü dolayısıyla tören düzenlendi
KKTC İstanbul Başkonsolosluğu’nun düzenlediği törende Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi vurgulandı. Başkonsolos Erek Çağatay, harekâtın yalnızca Türkler için değil, Rumlar için de özgürlük anlamına geldiğini belirtti; iki devletli çözüm çağrısını yineledi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu, Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51. yıl dönümü nedeniyle Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda tören düzenlendi.
Törene, KKTC İstanbul Başkonsolosu Erek Çağatay, İstanbul Vali Yardımcısı Mehmet Sülün, 1. Ordu Komutanlığı ve Dışişleri Bakanlığı temsilcileri ile Kıbrıs gazileri ve sivil toplum kuruluşlarından yetkililer katıldı.
KKTC İstanbul Başkonsolosu Çağatay ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin anıta çelenk sunmasının ardından şehit ve gaziler anısına saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Törende konuşan Erek Çağatay, 20 Temmuz 1974'teki askeri harekatın Kıbrıs'a barış getirilmesinin, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasının ve var oluş mücadelesinin dönüm noktası olduğunu söyledi. Kıbrıs Türklerinin yanı sıra adadaki Rumların da özgürlüğe kavuştuğuna dikkati çeken Çağatay, "Yunan cuntasına karşı direnen Rumlar da kurtarılmış, Ada'da ve bölgede huzur ve güven ortamı tesis edilmiştir." dedi.
Çağatay, Rumların 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Enosis hayallerine giden bir adım olarak gördüğünü hatırlatarak "Kıbrıs Cumhuriyeti üç yıl yaşayabildi ve Türkler eşit ortağı olduğu cumhuriyetin tüm organlarından dışlandı. Bu durum 1963'te Türklere yönelik sistematik saldırılara dönüştü. 1974'e kadar süren bu karanlık yıllarda Kıbrıs Türkleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin desteğiyle direndi." ifadelerini kullandı.
‘KATLİAM BAŞLADI...’
Derviş Eroğlu: “20 Temmuz sabahı 06.00’da uyandım ve Rauf Denktaş beyin harekatı haber veren radyo anonsunu duydum, hemen doktor olarak görevli olduğum Mağusa Hastanesi’ne koştum. Rumlar katliama başladı, hastaneye yaralılar, şehitler geliyordu. Bir yandan ameliyat yapıp diğer yandan da ailelere çocuklarının şehit haberlerini vermek zorunda kaldım, çok zor günlerdi. Bizi ayakta tutan ve heyecanlandıran ise Türk uçaklarının sesiydi. İlk harekat sonrası ateşkes ilan edildi ama yeni bir harekat olacağından emindim. İkinci harekat ile birlikte Mağusa da kurtuldu. Türkiye 1974’de müdahale etmese, Rumların Akritas planı çerçevesinde adada tek bir Türk kalmazdı. EOKA darbesi ve Rumların ana amacı da Kıbrıs Türkünü tamamen ve topluca imha etmekti.”
‘ZİNDANLARDA SAKLANDIK’
Resmiye Eroğlu Canaltay: “O dönem 13 yaşındaydım. Denktaş bey harekatın başladığını açıklayınca anne ve babalar çocuklarına en güzel kıyafetlerini giydirdi, hepimizin eline Türk bayrakları verdiler. Türk askerini karşılayacaktık. Babam, ‘Savaş başladı, saklanın’ diyerek bizi geri çevirdi. Rumlar Maraş bölgesindeki binaların üzerine uçaksavarlar yerleştirmiş, her yere ateş ediyordu. Biz de Mağusa Kalesi’nin altındaki sığınak ve zindanlara saklandık, günlerce orada kaldık. Yiyecek ve su çok azdı. Sürekli bombalar patlıyordu. Babam gece gündüz hastanedeydi, ameliyat yaparken hastaneye de bombalar düştü. Sonra Türk uçakları Rum mevzilerini imha etti ve ikinci harekat ile askerimiz bölgeye hakim oldu, büyük sevinç yaşadık. Türk askeri gelmese biz de Muratağa, Atlılar ve Sandallar köyleri gibi katliama uğrayacaktık. Aradan 51 yıl geçti çok zor dönemler yaşadık ve acıları içimize gömdük.”
Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974 günü Rum EOKA terör örgütü lideri Nikos Sampson darbe yaparak Cumhurbaşkanı Makarios’u görevden uzaklaştırdı, adadaki Türklerin hayatı tehlikeye girdi. Türkiye garantör ülke sıfatı ile müdahale kararı aldı. 20 Temmuz sabahı Türk askeri Girne’ye havadan indirme ve denizden çıkarma yaptı. Savaş uçakları Rum mevzilerini bombaladı. Üç gün içinde Girne ve Lefkoşa’nın tamamı kontrol altına alındı ve ateşkes ilan edildi. Sampson görevi bıraktı, Yunanistan’da da askeri rejim sona erdi. Ancak Rumlar, Türk bölgelerine saldırılarını sürdürüp Muratağa, Atlılar ve Sandallar köylerinde toplu katliamlar yapınca, 14 Ağustos günü 2. Harekat başlatılarak Mağusa ve Lefke de alındı. Türkiye adanın yüzde 38’ine hakim oldu. Bugünkü sınırlar çizildi.
Bizi toplu mezara koyacaklardı
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutladı. Tatar, Kıbrıs’ta Rumların Türklere yönelik saldırıları ve katliamlarının BM ile İngilizler tarafından sadece seyredildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Amaçları Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması ve Ada’daki Türklerin tamamen imha edilmesiydi. Türkiye’nin gelmediği bir ihtimalde tümümüzü birkaç gecede toplu mezarlara koyacaklardı."
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.