İlk Türk Kadın Roman Yazarı Fatma Aliye Topuz
Nurcan Candan
Kim biliyor elli lira üzerindeki kadın resmi kime ait. Merak eden var mıdır?
Yeni 50 Türk lirasının arka yüzündeki Fatma Aliye Topuz Hanım, Suna Selen'in anneannesidir. Ahmed Cevdet PaÅŸa anneannesi Fatma Aliye Topuz Hanımın babasıdır.
Türk kadın roman yazarı Fatma Aliye hanımdan baÅŸkası deÄŸil. Fatma Aliye Topuz, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak, Osmanlı dönemiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında etkinlik göstermiÅŸ, kadın hakları mücadelesine öncülük eden ve edebiyat alanında önemli eserler veren bir yazardır. 9 Ocak 1862 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen Fatma Aliye'nin ailesi, Osmanlı İmparatorluÄŸu'nun entelektüel ve sosyal elitine mensuptur. Babası Ali Bey, ünlü bir devlet adamıdır ve aile, dolayısıyla Fatma Aliye de, eÄŸitimlerine önem veren bir çevrede büyümüÅŸtür.
Döneminin kadınlarının çoÄŸunlukla sınırlı eÄŸitim olanaklarına raÄŸmen, Fatma Aliye Topuz iyi bir eÄŸitim almıştır. Babasının ve ailesinin desteÄŸiyle, Batı tarzında eÄŸitim almış ve kendini geliÅŸtirmiÅŸtir. EÄŸitimine olan ilgisi, genç yaÅŸlardan itibaren kadın haklarına olan duyarlılığını da beraberinde getirmiÅŸtir.
Edebiyat alanına olan tutkusu, yazma yeteneÄŸi ve toplumda deÄŸiÅŸim yaratma arzusu, onun döneminin önde gelen yazarları ve düÅŸünürleriyle etkileÅŸim halinde olmasına neden olmuÅŸtur. Özellikle kadınların toplumdaki rolü ve zorlukları konusunda hassasiyetle ilgilenmiÅŸtir. Toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸine dair farkındalık oluÅŸturmak ve kadınların eÄŸitimi ve hakları konusunda bir ışık olmak istemiÅŸtir.
Romanları
1889 yılında Georges Ohnet'in "Volonté" adlı romanını "Meram" adıyla çevirerek yayımlayan Fatma Aliye Hanım, bu çevirisiyle edebiyat dünyasında adını duyurmuÅŸtur. Daha sonra ünlü yazar Ahmed Midhat Efendi ile birlikte "Hayal ve Hakikat" adlı romanı yazmış, bu eser kadın aÄŸzından ve erkek aÄŸzından yazılmış iki kısımdan oluÅŸmuÅŸtur.
1891 yılında yayımladığı "Muhadarat" adlı romanı, Türk edebiyatında yazılan ilk kadın romanı olma özelliÄŸi taşır. Bu eseriyle edebiyat tarihine adını altın harflerle yazdıran Fatma Aliye, kadınların iç dünyasını, toplumdaki rollerini ve yaÅŸadıkları güçlükleri iÅŸlediÄŸi bu romanıyla takdir toplamıştır. Romanı, Türk edebiyatında bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Fatma Aliye Topuz, edebiyat alanında yazdığı romanlar ve öykülerin yanı sıra tiyatro eserleri de kaleme almıştır. Eserlerinde Batı tarzını Osmanlı edebiyatıyla sentezlemeye çalışarak, toplumun modernleÅŸme sürecine olan inancını yansıtmıştır. Edebiyat dünyasında önemli bir yer edinmesinin yanı sıra, kendi adıyla çıkardığı "Hanımlara Mahsus Gazete" adlı dergisiyle de kadınların eÄŸitimi ve hakları konusunda bilinçlendirme çabası içinde olmuÅŸtur.
Fatma Aliye Hanım'ın edebiyat dışındaki uÄŸraşı alanlarından biri, yardım cemiyetleridir. 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda yaralanan askerlerin ailelerine yardım etmek amacıyla "Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti"ni kurmuÅŸ ve Hilal-i Ahmer Cemiyeti'nin ilk kadın üyesi olmuÅŸtur.
1914 yılında yazdığı "Ahmed Cevdet PaÅŸa ve Zamanı" adlı eseriyle son yapıtını ortaya koyan Fatma Aliye Hanım, resmi tarih tezlerine karşı çıkarak edebiyat dünyasından dışlanmıştır.
''Ben, doğrudan doğruya kalbimden gelen heves ve arzunun zorlamasıyla hareket etmem.''
Kadınların hikayelerini paylaÅŸan, "Deneyim paylaşınca güzeldir" inancıyla çalışan Bin Yaprak ailesi olarak, 29 Ekim'de Bin Yaprak Hikaye Hasadı Hareketini baÅŸlattık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına kadınların hikayelerini hediye etmek için çıktığımız Hikaye Hasadına, ilklerin hikayeleri ile devam ediyoruz.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.