EĞRİBAŞ
1970 ile 1980’li yıllarda 50 kuruşların üzerindeki kadın silüeti vardı. Benim gibi yaşı ilerlermiş kişilerin bileceği 50 kuruş hikayesini kaç biliyordur. Madeni paraya ilk Türk kadını olarak tarihe geçmiş Sabiha hanımdır. Türk entolog, koleksiyoner ve Türk kültürü araştırmacısıdır. Anadolu’yu gezerek Türk halk kıyafetlerini özellikle de kadın başlıklarını toplayarak büyük bir koleksiyonerdir. Sabiha hanım özel kılan ise Anadolu’yu gezerek topladığı halk kıyafetleri ve bu kıyafetlerin başlıklarıdır. Sabiha hanım silüetini madeni paraya taşıyacak hikaye ilkokulda başlamıştır. 23 Nisan müsamere sırasında taktığı “eğribaş” adı verilen gelin başlığı kaderini değiştirtir.
Göztepe Kız Sanat Enstitüsü’nde okurken şapkalar yapıp satar. Kemeraltı’nda taş kuklalara Anadolu giysilerinden esinlenerek kıyafetler diker. 1963’te çıktığı Avrupa gezisine çıkar burada gördüğü kostüm müzesinden çok etkilenir. Anadolu’nun tek bir köyü kocaman bir müze olur diye düşünür. İstanbul’da 1964’te Piyer Loti tepesinde eski Türk kahvesine şekilde dekorasyon yaparak Piyer Loti kahvesi açmıştır.O dönemde kahveye, başta sanatçılar, gazeteciler, yazarlar olmak üzere tüm İstanbul akın eder. Öyle ki, bir gün önceden randevu verilmeye başlamıştır. 1965 yılında gazeteci Haluk Tansuğ ile evlenmiştir. Bodrum’a giderken bindikleri otobüs Milas’ta bozulmuştur. Tamiratı beklerken çevreyi dolaşmaya başmışlar. İlkokul sınıfta giydiği ve unutmadığı “eğribaş” gelin başlığını burada bulur çok heyecanlanmıştır.
Başlığı 35 TL’ye satın almıştır. O günden sonra Anadolu’yu gezerek değişik yörelerden yüzlerce başlık toplayarak biriktirir. İlk sergisini 1968’de Galatasaray Yapı Kredi Bankası’nda Anadolu Kadın Başlıkları adı ile açmıştır. Zamanın Darphane Müdürü Sait Tanacan,”bu başlıklardan biriyle fotoğrafınızı alıp madeni paralarımızdan birine basmak istiyorum izin verir misiniz?” demiştir. Sabiha Tansuğ bu teklifi duyunca büyük bir memnuniyetle kabul etmiştir. Ankara gelin başlığı ile fotoğraf çekilir bunun karşılığında hiçbir talebi olmayacağına dair bir kağıt imzalamıştır. Böylece o yıllarda çıkan tüm 50 kuruş madeni paranın üzerinde artık onun resmi vardır. Dünya’da ilk halk içerisinden madeni silüeti basılan tek kişidir.

Sergi büyük ilgi ve beğeni toplamış önce Japonya daha sonra Paris’te sergilenmiştir. Eşi ile birlikte Japonya’da İmparator tarafından ağılanmıştır. 1974’ten Anadolu’yu gezerek topladığı başlıkları sergileneceği müze açmak için devlete başvuruda bulunmuştur. Zamanın Kültür Bakanı Tansuğ’un müze isteğine olumlu cevap vermiş “tut bir kamyon Topkapı Sarayına teslim et demiştir.
Gelin Başlığı sergisi Avrupa’da kent kent geziyor siyasetin tanınmış isimlerinden olan Fahrettin Kerim Gökay ile bir öğle yemeğinde buluştuklarında sözü yine müze açma isteğini getirmiştir. Gökay siyasi kulislerde dolaşan Tansuğ için söylenen sözleri nakleder ve yetkililer “Bizim bir kadına mı kaldık” demişlerdir. Tansuğ’yu söylenen bu sözler çok üzmüş ve bir daha müze konusunu açmamıştır.
Tansuğ hayatı boyunca iki kitap ve 200’den fazla makale yazmış Mecidiyeköy Ortaklar Caddesi’ndeki bir apartman dairesinin 7. Katındaki müze, randevu alınarak gezilmektedir. Müze Sabiha Tansuğ Sanat ve Kültür Evi adı alında her günü 10.00 ve 20.00 saatleri arasında hizmet verirken, özelinde İstanbul’un genelinde tüm ülkenin inanılması güç mücadele öykülerinden birini bağrında saklamaya devam etmektedir.
Gencecik yaşında bir demir paraya yüzünün basılması belki de tesadüf değildi Sabiha Tansuğ’un Kültürümüzü koruyup yaşatmaya çalışan, karşılığında oluşturduğu eşsiz hazineyi gelecek kuşaklara aktarmaktan başka bir şey beklemeyen bir kişinin, daha da talihsiz olanı bir kadının, bu ülkede başına ne geldiyse onun başına daha fazlası gelmemiştir mutlaka. Demir paraya basılı yüz, gelecek yıllarda kendisine çok lazım olacak demir gibi bir iradenin, azmin ve mücadele gücünün habercisi olmuştur.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.