Davutoğlun'dan Erdoğan'nın açıklamasına destek
Gelecek Partisi Genel BaÅŸkanı Ahmet DavutoÄŸlu, “Sayın CumhurbaÅŸkanı’nın ‘Siyasi yumuÅŸama dönemi baÅŸlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz. Hepimiz biliyoruz, Sayın ErdoÄŸan bir siyasi taktik dehasıdır. Siyasi yumuÅŸama kararınız ve ifadeniz çok doÄŸrudur, içini stratejik olarak doldurmak ÅŸartıyla. Ama amacınız, ‘İkinci parti konumuna düÅŸtüm. Bir müddet tartışmaları benim alanımdan çıkarıp muhalefetin içine taşımak için muhalefetin bir liderini öne çıkarıp diÄŸerlerini göz ardı edeyim ve içeride böylece bir tartışma çıkartayım gibi bir taktik manevraysa Türkiye bir yerden diÄŸer yere yine savrulur” dedi.
Gelecek Partisi Genel BaÅŸkanı Ahmet DavutoÄŸlu, “Sayın CumhurbaÅŸkanı’nın ‘Siyasi yumuÅŸama dönemi baÅŸlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz. Hepimiz biliyoruz, Sayın ErdoÄŸan bir siyasi taktik dehasıdır. Siyasi yumuÅŸama kararınız ve ifadeniz çok doÄŸrudur, içini stratejik olarak doldurmak ÅŸartıyla. Ama amacınız, ‘İkinci parti konumuna düÅŸtüm. Bir müddet tartışmaları benim alanımdan çıkarıp muhalefetin içine taşımak için muhalefetin bir liderini öne çıkarıp diÄŸerlerini göz ardı edeyim ve içeride böylece bir tartışma çıkartayım gibi bir taktik manevraysa Türkiye bir yerden diÄŸer yere yine savrulur” dedi.
Gelecek Partisi Genel BaÅŸkanı Ahmet DavutoÄŸlu, bugün partisinin ‘GeniÅŸletilmiÅŸ İstiÅŸare Kampı’nın kapanış konuÅŸmasını yaptı. DavutoÄŸlu’nun konuÅŸmasından öne çıkanlar ÅŸöyle:
“Kendi iklimini kurabilen, kendi kültürünü oluÅŸturabilen siyasi partiler, kendi siyasi iklimini oluÅŸturabilen ülkeler kalıcı kurumlar oluÅŸtururlar. Ve sorunlarla karşılaÅŸtıklarında akılla, yürekle bu sorunları çözmeyi baÅŸarılar. Siyasi partileri de ülkeleri de ayakta tutan, ortak ruhtur. Kurallar önemlidir ama iklim yoksa kuralların nasıl baypas edildiÄŸini yakın dönemde ülkemizde müÅŸahede ettik. Kuralları uygulayacağız ama iklimi kuracağız. Kampımızda, dört soruya cevap aradık. Bir: 31 Mart seçimlerinden sonra Türkiye’nin siyasi iklimi, görüntüsü, tablosu nedir ve ülkemizin nereye doÄŸru gitmesi konusunda milletimiz hangi mesajları vermiÅŸtir? İkincisi: Alandan gelen bilgilerle Türkiye’nin her yerinden bu tabloya bakış açısı nedir? Üçüncü sorumuz: Partimizin bu tablo içindeki konumlanması ne olmalıdır? Dördüncü soru: Bu konumlanma esnasında alınması gereken tedbirler nelerdir?
“TOPLUMDA OTOKRASİYE DOÄžRU GİDİŞ KAYGISININ YERİNİ, ‘DEMOKRATİK BİR DÖNEM BAÅžLAYABİLİR AMA SONRASI NE OLACAK’ KAYGISI ALDI”
Çok önemli sonuçlara ulaÅŸtık. İlk soru için hepimizi kaygılandırması ama ümitlendirmesi gereken bir olgu var. Türkiye’de siyasetin psikolojisi çok çabuk deÄŸiÅŸiyor. Geçen sene, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra ülkede iktidarın mutlak egemen olduÄŸu ve artık bazı demokratik kazanımların dahi tehlikeye düÅŸebileceÄŸi, AK Parti kitlelerinin dahi ‘Acaba nereye gidiyoruz’ sorusunu sorduÄŸu bir iklim mevcuttu. Muhalefet partileri dağınık, kafalar karışık, iktidar aşırı bir özgüvenle, kibir halinde geleceÄŸe bakıyordu. 31 Mart seçimleri bunun tam tersi bir tablo ortaya koydu. Bu sefer iktidar partisi ilk kez ikinci kez parti konumuna geriledi. Muhalefet yaÅŸadığı bütün travmaya raÄŸmen, özellikle öfke oylarıyla ana muhalefet partisi öne çıktı. Ve toplumda otokrasiye doÄŸru gidiÅŸ kaygısının yerini, ‘Demokratik bir dönem baÅŸlayabilir ama sonrası ne olacak’ kaygısı aldı.
“YENİ BİR DÖNEM BAÅžLIYOR. SİYASET ÖZGÜRLEŞİYOR”
Dün ve bugün yaptığımız istiÅŸarelerde geldiÄŸimiz sonuçları paylaÅŸmak isterim. Birincisi: Yeni bir dönem baÅŸlıyor. Belki de CumhurbaÅŸkanlığı Hükümet Sistemi’ni, hatta 2016’dan bu yana ilk kez siyasetin tartışma alanı ve önü açılıyor. Bu önemli bir deÄŸiÅŸimdir. GeçmiÅŸte, son 8 yıldır ittifak partileri, Cumhur İttifakı düÅŸmanlaÅŸtırma, ÅŸeytanlaÅŸtırma, terörle iÅŸbirliÄŸi iddiasıyla yöntemlediÄŸi bir kutuplaÅŸtırma stratejisi takip etti. Toplum karpuz gibi ortadan ikiye bölündü neredeyse. Birbiriyle konuÅŸamaz niteliÄŸe dönüÅŸtü insanlar. Siz iktidarı eleÅŸtirdiÄŸinizde hain oldunuz, muhalefette olduÄŸunuzda dış güçlerin ajanı oldunuz. Ama iktidar içindekiler de kendi hallerinden hiç memnun deÄŸillerdi. Çünkü ahlaki meÅŸruiyetlerini kaybetmeye baÅŸlamışlardı. İktidar içindeki tartışmalar kapalı kapılar ardından yapılıyordu. İktidar bağımlılığı oluÅŸmuÅŸtu, uyuÅŸturucu gibi iktidarı ‘nasıl olsa güç bizde’ ataletine sevk etmiÅŸti. Åžimdi siyaset özgürleÅŸiyor. Bu, siyasi partilerin aldığı oyların ötesinde bir gerçektir. Belki de en önemlisi iktidar unsurları, AK Parti’nin içerisindeki kesimler ilk defa özgürleÅŸiyorlar. Bu saÄŸlık iÅŸaretidir. Muhasebe yapacaklar. ‘Neden 22 sene sonra, mutlak bir iktidar imkanına sahipken AK Parti ikinci parti konumuna düÅŸtü?’
“ERDOÄžAN’IN ‘SİYASİ YUMUÅžAMA DÖNEMİ BAÅžLAMIÅžTIR’ İFADESİNİ TARİHİ BİR AÇIKLAMA OLARAK GÖRÜYOR VE DESTEKLİYORUZ”
Sayın CumhurbaÅŸkanı’nın ‘Millete küsmek olmaz. Oturup deÄŸerlendireceÄŸiz’ sözünü ciddiye almıştık. Son attığı adımları, özellikle son cuma namazı çıkışı ‘Siyasi yumuÅŸama dönemi baÅŸlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz. Ancak içinin doldurulması lazım. Sayın ErdoÄŸan’ın siyasi hayatının önemli bir kısmında yanında en yakın çalışma arkadaşı olarak bulunmuÅŸ, bir kısmında da yapılan yanlışlar karşısında hiç çekinmeden konuÅŸmuÅŸ bir siyasetçi olarak ÅŸu soruyu sormak isterim kendisine: Bu siyasi yumuÅŸama bir taktik manevra mı, Türkiye’nin geleceÄŸini belirleyecek stratejik bir dönüÅŸüm kararı mı? Hepimiz biliyoruz, Sayın ErdoÄŸan bir siyasi taktik dehasıdır. Ama stratejik hedefler konusunda bir uçtan diÄŸer uca gidecek esnekliÄŸe de sahiptir. AK Parti içindeki arkadaÅŸlarıma seslenerek ifade ediyorum: Onların taktik olarak gücü koruma sorusuna verdiÄŸi cevaplar, Türkiye’nin stratejik hedeflerini bir uçtan bir uca savrulur hale dönüÅŸtürmüÅŸtür. 2002’de, ekonomik kriz sonrası yolsuzluklarla, hortumlamalarla, siyasi ahlak açısından yaÅŸanan büyük zaaflarla, yasaklarla boÄŸuÅŸan bir Türkiye’den AK Parti kurulurken bunu alıp özgürlüklere, demokrasiye, insan haklarına dayalı yeni bir siyasal düzen, yoksullaÅŸmayı durduracak sosyal adalet anlayışı, ve temiz siyaset anlayışıyla Türkiye’yi bir yere taşımayı hedeflemiÅŸtik. Sayın ErdoÄŸan’ın ve iktidardakilerin taktik güçlerini koruma düÅŸüncesi o stratejik hedefi yok etti.
“ERDOÄžAN CHP’YE GİDECEKSE BİZDEN BİR KÜÇÜK ÖZRÜ BORCU VAR”
İktidara ve Sayın ErdoÄŸan’a seslenmek istiyorum: Siyasi yumuÅŸama kararınız ve ifadeniz çok doÄŸrudur, içini stratejik olarak doldurmak ÅŸartıyla. Ama amacınız, ‘İkinci parti konumuna düÅŸtüm. Bir müddet tartışmaları benim alanımdan çıkarıp muhalefetin içine taşımak için muhalefetin bir liderini öne çıkarıp diÄŸerlerini göz ardı edeyim ve içeride böylece bir tartışma çıkartayım gibi bir taktik manevraysa Türkiye bir yerden diÄŸer yere yine savrulur. Çok doÄŸru bir tavır, eleÅŸtirmek için söylemiyorum; Sayın ErdoÄŸan CHP Genel Merkez’e gidecekse bizden bir küçük özür borcu var. EÄŸer 2016 darbesinden sonra Yenikapı ruhu korunmuÅŸ olsaydı Türkiye’de ‘tek millet’ çaÄŸrısını her alanda söylemek gibi bir ihtiyaç hissetmeden milleti tek bir ruhta birleÅŸtirmek mümkün olmaz mıydı? Üslubumuzu bunda sonra deÄŸiÅŸtireceÄŸiz, siyasi yumuÅŸamaysa biz de aynısını yapacağız ama samimiyet görmek istiyoruz.
“TERÖRLE İŞBİRLİĞİYLE SUÇLADIÄžINIZ CHP İLE GÖRÜÅžÜYORSUNUZ DA NİYE EN YAKIN ARKADAÅžLARINIZLA GÖRÜÅžMÜYORSUNUZ”
Arkasından atılması gereken adımların ÅŸunlar olduÄŸunu düÅŸünüyorum: Siyasi yumuÅŸamanın bütün kesimlere aynı ölçüde yansıması. EÄŸer siyasi yumuÅŸamaysa Sayın ErdoÄŸan’ın Gazze konusunda bir özür dileme ihtiyacı var. bayramlarda bile bizimle bayramlaÅŸmaktan kaçan AK Parti, neyin yumuÅŸamasını yapmış olur? AK Partili kardeÅŸlerime sesleniyorum: Dönün, Sayın ErdoÄŸan’a sorun, Daha geçen sene terörle iÅŸbirliÄŸiyle suçladığınız CHP, ErdoÄŸan görüÅŸmesinden bir gün sonra DEM ile de görüÅŸme yapıp ErdoÄŸan da ÅŸimdi orayı ziyaret edecek -ki bunların hepsi doÄŸru- bir sene önce, ‘Masanın altında HDP var’ deyip terörle iÅŸbirliÄŸi yapmakla suçladığınız CHP ile görüÅŸüyorsunuz -ve doÄŸru da- niye en yakın arkadaÅŸlarınızla görüÅŸmüyorsunuz? Anayasa tartışmalarına siyasi yumuÅŸamanın yansıması lazım. Siyasi yumuÅŸama, dikte ettirilmiÅŸ anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi veya oyalama taktikleriyle olmaz. Numan KurtulmuÅŸ, anayasa görüÅŸmesinde grubumuzu ziyaret ettiÄŸinde, ‘Usul için geldik, detaya girmeyeceÄŸiz’ demiÅŸ. Siyasi yumuÅŸama varsa anayasa tartışmalarına limit konmamalı. Türkiye gerçek anlamda sivil bir anayasaya kavuÅŸmalı.
“SİNAN ATEÅž CİNAYETİNE BULAÅžAN HERKES EÅžKIYADIR”
YumuÅŸama varsa görüÅŸlerini beÄŸenmesek bile milli iradeyle seçilmiÅŸ milletvekillerine saygı göstereceÄŸiz. AYM kararının gereÄŸi olarak Can Atalay’ın TBMM’de göreve baÅŸlamasının önünü açacaksınız. AYM üzerindeki tartışmaları bitireceksiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin gereÄŸi olan bireysel baÅŸvuru hakkını ortadan kaldıracak her teÅŸebbüse karşı çıkacaksınız. Biliyorum, Sayın Bahçeli bunların hepsinde size karşı çıkacak. O zaman yol ayrımına geleceksiniz. Basın ve düÅŸünce özgürlüÄŸü baÅŸlıklı olarak hapishanelerde bulunan herkesi serbest bırakacaksınız. TRT baÅŸta olmak üzere sizin kontrolünüzdeki bütün basın kuruluÅŸlarına, ‘Bundan sonra diÄŸer siyasi partilere de söz hakkı tanıyın’ diye küçük mesaj göndereceksiniz. Türkiye’yi CumhurbaÅŸkanlığı İletiÅŸim Merkezi diye Goebbelsvari bir yapının algı operasyonu yaptığı bir ülke halinden çıkaracaksınız. Sinan AteÅŸ cinayetine bulaÅŸan herkes eÅŸkıyadır. Savunan da eÅŸkıyadır vuran da eÅŸkıyadır, katildir. Sayın ErdoÄŸan, eÅŸkıyayı korursanız siyasette yumuÅŸama falan olmaz, herkes eÅŸkıyalığa özenir. Devlet, katilin cezasını verir, maktulun de hakkını sorar ve arar. Devlet demiÅŸken devleti kastediyorum, ismi ‘Devlet’ olanları deÄŸil.
“YUMUÅžAMA İSTİYORSANIZ DARBECİLERLE İLTİSAKI OLMAYAN KHK’LILARIN HAKLARINI VERECEKSİNİZ”
Mafyatik yapılara karşı net bir tavır alın. Son beÅŸ yıldır siyaset mafyatik yapıların gölgesinde yapıldı. Sayın ErdoÄŸan, o geçmiÅŸi bir temizleyin. YumuÅŸaması gereken en önemli unsurlardan biri yoksul halkla onun kanını sömürerek cebindeki son kuruÅŸu çalarak oluÅŸturulan rantiye sınıf arasındaki uçurumu kapatmalısınız. Bu halk, ıstakoz yiyenleri görüp nasıl yumuÅŸasın? Niye siyasi ahlak yasasına hala ayak sürüyorsunuz? 15 Temmuz’un Çankaya’ya helikopterle inen darbecibaşını, kardeÅŸini büyükelçi yapacaksınız; parasızlıktan burs alıp da o okullara giden çocukların anne-babalarını cezalandıracaksınız, sivil ölüme mahkum edeceksiniz. YumuÅŸama istiyorsanız darbecilerle iltisakı olmayan KHK’lıların da haklarını vereceksiniz. Özgür Özel ile bir resim verelim, demokrasi geri gelsin. Biz o resimleri çok gördük.
Yorumlar (0)
Gülsu Sağ
En doğru ve en kaliteli haberi yansıtan Gez Medya'ya teşekkürler. Bir Ege'li olarak Tunç Soyer'i canı gönülden destekliyoruz.